Koronavirüs aşıları mutasyonlu virüslere karşı etkili mi?
İngiltere’de 2021 yılı Şubat, ABD’de ise 2021 yılı Mart ayı sonuna kadar tüm Koronavirüs vakalarının yüzde 80’inin mutasyonlu varyantlardan oluşacağı ön görülüyor.
Virüslerin mutasyon geçirmeleri olağan bir durum.
Şubat 2021 itibari ile biliyoruz ki
Mutasyonlu Koronavirüs varyantları Wuhan tipi Covid-19’dan pek çok yönde farklılık göstermektedir. Buna göre
Mutasyonlu virüs:
Daha hızlı yayılır
Daha kolay bulaşır
Normal maskelerden geçebilir
Hayat boyu kalıcı bağışıklık oluşturmaz
İyileşen kişileri bile tekrar tekrar bulaşarak hasta edebilir
Plasma tedavileri dirençli olabilir
Kullanılan Anti-viral ilaçlara dirençli olabilir
Çocuk ve gençlerde daha sık hastalık yapabilir
Bazı mutasyonlar bazı aşıların etkinliğini azaltabilir
2013 yılında hacılarda görülen MERS salgınında Covid akrabası Koronavirüs türü kendi kendini etkisizleştiren bir mutasyon geçirmişti.
Umulan önümüzdeki dönemde göreceğimiz virüs mutasyonunun da kendi bulaşıcılığı ve hastalık şiddetini azaltacak şekilde olmasıdır.
O zamana kadar mutasyon tiplerini de yakından takip ederek önlemlerimizi ona göre almamız,
ülkedeki mutasyon türüne ve yoğunluğuna göre Covid-19 ile mücadelemizde stratejilerimizi değiştirmemiz gerekmektedir.
Grip aşısı benzeri Koronavirüs aşıları yolda
Grip virüsü Koronavirüs’e benzer şekilde her yıl mutasyon geçirerek kimi zaman daha ağır kimi zaman ise daha hafif hastalık yapıcı bir forma dönüşüyor.
Bu sebeple her yıl yapılan grip aşıları da bir yıl önce görülen mutasyon türlerine göre uyarlanıyor.
Kaçınılmaz gerçeğin farkına varan Dünya İlaç Sektörünün devlerinden İngiliz Glaxo Smith Kline (GSK) firması ile birlikte Curevac isimli Alman biyoteknoloji firması 3 Şubat tarihinde Koronavirüs’e karşı ilk kez (Grip aşısı benzeri) bir ‘multi-valan’ aşı çalışmasını başlattıklarını duyurdu.
Multi-valan aşı yöntemi Grip aşısı üretiminde yıllardır kullanılan bir teknoloji.
Grip aşısında her yıl bir önceki dönemin en sık görülen 3 veya 4 mutasyonlu Grip virüsü tipi aynı aşı içinde kombine edilerek üretim yapılıyor.
Genetik bazlı aşıların Koronavirüs’e karşı etkinlikleri nasıl değişti?
Bu konudaki bilgilerimiz henüz çok yeni ve kısıtlı olmasına rağmen veriler gerek genetik bazlı gerekse inaktive aşıların mutasyonlu virüslere karşı etkinliklerini -az ya da çok-yitirdiklerini gösteriyor.
2021 yılı Şubat ayı itibarı ile özellikle Brezilya ve İngiltere varyantı (B.1.1.7 ve B.1.351.) Koronavirüs mutasyonlarında genetik bazlı aşıların etkinliğini yaklaşık %25 oranında yitirdiği bildirilmiştir.
İnaktif (Sinovac) aşısı mutasyonlu virüse nasıl etki edecek?
İnaktive (ölü) aşıların mutasyonlu virüse karşı genetik tasarımlı aşılara göre daha dayanıklı ve etkili olacağı yönündeki kanı da bu günlerde artık geçerliliğini yitirmektedir.
Çin CDC kurumunda görev yapan aşı çalışmalarının öncülerinden immünolog Shao Yiming’in 26 Ocak 2021 tarihli mülakatında laboratuvar ortamında yapılan çalışmalarda Sinovac firmasının Coronavac aşısının mutasyonlu virüslere karşı etkinliği ‘bir miktar yitirdiği’ ifade edildi.
Dr.Yiming bu gözlemlerini bir örnek ile açıklıyor ‘7 şiddetinde bir depremde çökmeyen bir bina ardı ardına gelen 8-9 şiddetinde depremlere karşı koyamayıp çökebilir’ diyor.
Henüz (Şubat 2021 itibarı ile) Sinovac aşısının mutasyonlu virüslere karşı etkinliğini bildiren bir klinik çalışma yayınlanmamış. Bu konuda çalışmaların devam ettiği söyleniyor.
Aşılar Mutasyonlu Koronavirüs’e karşı yeniden tasarlanıyor
Piyasaya sürülen pek çok Koronavirüs aşısı bir yandan Faz3 aşı çalışmalarını sonlandırmaya çalışırken bir yandan da mutasyonlu Koronavirüs varyantları üzerinde etkinlik sorgulaması yapıyor.
mRNA aşılarında (Pfizer-Biontech, Moderna vb) aşı tasarlaması ve üretimi daha hızlı yapılabildiğinden 6-8 hafta içerisinde mutasyonlu virüslere karşı bu şekilde bir düzenleme yapılabileceği ön görülüyor. Sentetik bir ürün olmasından dolayı bu tür aşıların kapasiteler kapsamında hızlı şekilde üretilmesi mümkün.
Vektör aşıları (Astra Zeneca-Oxford, Sputnik vb) için üretim koşulları daha güç olduğundan bu süreç daha da uzun olabilir.
GSK, Novavax, Johnson&Johnson, Cansino gibi firmalar da Faz2 ve Faz3 çalışmalarına ayrı mutasyon grupları ekleyerek piyasaya sürülmeden önce aşılarının mutant virüs varyantlarına karşı etkinliklerini araştırıyor.
Sinovac şirketi de aşılarının mutasyonlu virüsleri dahil edecek şekilde yeniden ‘tasarlanıp-uyarlanabileceğini’ belirtiyor. Dr. Shao Yiming aşının bu yöntemle 2 -3 ay içinde yeniden üretilebileceğini belirtiyor.
Uzmanlar ise bu tür inaktive aşıların yumurta ve benzeri hücre kültürü ortamlarında üretilmesinden dolayı sürecinin uzayabileceğinin altını çiziyor.
Hangi aşılar mutasyonlu virüslere daha etkili olacak?
Washington Üniversitesi’ne bağlı The Institute for Health Metrics and Evaluation (IHME) araştırma kurumunun Avrupa Birliği için hazırlayarak 1 Şubat 2021 tarihinde yayınladığı Covid-19 raporuna göre 2021 yılı Haziran ayı itibarı ile Avrupa Birliği ülkelerinde Pfizer aşısının mutasyonlu virüsün (hastalık yapıcı etkisine) karşı etkinliğinin %62; ülkemizde de uygulanan Sinovac (Coronavac) aşısının etkinliğinin ise bu değerin yaklaşık yarısı kadar (%33) olması ön görülüyor.
Dünya nüfusunun ancak %13’ünün şu anda aşılara ulaşma şansı olduğundan bu öngörü temel önerileri değiştirmiyor: ulaşabildiğiniz aşıyı yaptırın!
Aşı mı? Doğal bağışıklık mı bizi koruyacak?
Toplumun bir kesimi ise aşılanma fikrine şüphe ile yaklaşıyor ve hastalığın er ya da geç doğal bağışıklığı güçlendirerek geçeceğine inanıyor.
Maalesef bu yaklaşım artık mutasyonlar nedeniyle toplum sağlığı açısından tehlikeli.
2021 yılı itibarı ile biliyoruz ki hastalığı geçiren kişide doğal yollarla oluşan antikorlar kişiyi mutasyonlu Koronavirüs varyantlarına karşı korumamakta, aynı kişide tekrarlayan hastalık görülebilmektedir.
ABD’de bağımsız bir kurumda CDC için Covid-19 araştırmalarını yürüten Youyang Gu’nun yaptığı bilimsel çalışmaya göre 2022 yılında toplumun %60’ının aşıların yardımı ile Koronavirüs varyantlarına karşı bağışıklık kazanması bekleniyor.
Tahminlere göre doğal bağışıklık ile hastalıktan korunanların oranı ise %20‘lerde kalacak.
Bu ortamda bir dönem İngiltere’nin savunduğu ‘sürü bağışıklığı’ tezi artık geçerliliğini yitirmiştir.
Peki ne yapmalıyız?
Mutasyonlar artık bu pandeminin önemli bir belirleyicisidir.
Mutasyonların hüküm sürdüğü ortamda Grip hastalığında olduğu gibi insanları hastalıktan aşılar koruyacak, pandemiyi aşılar bitirecektir.
Yapılması gereken şey devletlerin ulaşabileceği en kaliteli aşıyı en kısa zamanda risk gruplarından başlayarak tüm topluma uygulamasıdır.
Bunu yaparken ulaşılabilirlik, fiyat, uygulama-saklama koşullarının yanında artık ÜLKENİN KORONAVİRÜS MUTASYON PROFİLİNE GÖRE AŞI SEÇİMİ yaparak mümkünse tek bir aşıya değil (gelişmiş ülkelerin yaptığı gibi) iki-üç farklı teknoloji ve firmanın aşılarına yatırım yapmak gereklidir.
Unutulmamalı ki aşılı bireyler de hasta olabilir; hastalığı başkalarına da taşıyabilir. Aşı olmuş olsak bile hiç aşılanmamış gibi davranmalı maskeleri daha dikkatli kullanmalı, pandemi etkisini yitirene kadar sosyal yaşantımıza özen göstermeliyiz.
Bu önlemler alındığı takdirde 2021 yazından itibaren özlediğimiz sosyal yaşantımıza geri döner 2022 ile birlikte hastalığı mevsimsel grip gibi karşılarız.
ETİKETLER: Kıbrıs, Gazimağusa, Mağusa, KKTC, cocuk doktoru, çoçuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı, en iyi çocuk doktoru, pediatri doktoru, doktor çocuk, pediatri uzmanı, en iyi bebek doktoru, çocuk hastalıkları uzmanı, cocuk doktorlari, bebek doktorları, çocuk uzmanı, uzman çoçuk doktorları, en iyi cocuk doktorlari, çocuk hastalıkları doktoru, çocuk hastanesi doktorları, çoçuk sağlığı ve hastalıkları doktorları, coronavirüs tedavisi, kabızlık,Gaz, Gaz ilacı, kolik, öksürük, sezaryen, bronşit, doğum, bebek, çocuk ateşi.
Commentaires